• home
  • istanbul
  • mugla
  • antalya
  • izmir
  • nevsehir
  • denizli
  • music
  • language
  • tv_series

An Easy Start Learning Turkish for Beginners   (page 2)

 

Translations of Important Phrases and Verb Conjugations

Important Phrases: video, website with listening

 

First Level (Birinci Seviye)

 

Yes.

Evet.

No.

Hayır.

OK / Alright.

Tamam.

Hello.

Merhaba.

Good morning.

Günaydın.

Good day. / Have a nice day.

İyi günler.

Good evening.

İyi akşamlar.

Good night.

İyi geceler.

Good bye.

Hoşçakal.

Welcome.

Hoş geldiniz.

We came well.

Hoş bulduk. (Answer to Hoş geldiniz).

Have a nice holiday.

İyi tatiller.

What is your name?

Senin adın ne?

My name is John.

Benim adım John.

Nice to meet you.

Tanıştığımıza sevindim.

How are you?

Nasılsın?

I am fine and you?

İyiyim, sen nasılsın?

Excuse me.

Afedersiniz.

Can you help me?

Yardım eder misiniz?

Please.

Lütfen. 

Thank you.

Teşekkür ederim.

You’re welcome.

Birşey değil.

Do you speak English?

İngilizce biliyor musunuz?

I don’t speak Turkish.

Türkçe bilmiyorum.

Is there anyone who speaks English?

İngilizce konuşan biri var mı?

I don’t understand.

Sizi anlamıyorum.

Could you please repeat?

Tekrar eder misiniz?

What is it?

O ne?

What’s the name of this?

Bunun adı ne?

It’s a (spoon / fork / knife / plate).

O bir (kaşık / çatal / bıçak / tabak).

I don’t know.

Bilmiyorum.

I am sorry.

Özür dilerim.

It’s not important.

Önemli değil.

I need a taxi.

Bir taksiye ihtiyacım var.

I want to go to (Hotel X / airport / harbor).

(X Oteline / Havaalanına / Limana) gitmek istiyorum.

I’m hungry.

Acıktım.

I’m thirsty.

Susadım.

Would you please (come here / go there / be quick)?

Lütfen (buraya gelir misiniz/ oraya gider misiniz / çabuk olur musunuz)?

Would you please (go faster / go slower)?

Lütfen daha (hızlı / yavaş) gider misiniz?

Would you please (turn right / turn left)?

Lütfen (sağa / sola) döner misiniz?

I want to eat (Döner Kebap / Turkish delight).

(Döner Kebap / Lokum) yemek istiyorum.

I want to drink (water / tea / coffee / ayran / coke / beer / wine).

(Su / Çay / Kahve / Ayran / Kola / Bira / Şarap) içmek istiyorum.

The bill, please.

Hesap lütfen.

Here you are.

Buyrun.

Do you have a (newspaper in English / bus ticket)?

(İngilizce gazete / Otobüs bileti) var mı?

 

___________________________________________________________________________________________________________________________

Second Level (İkinci Seviye)

 

The weather is (hot / nice).

Hava (sıcak / güzel).

Sea is warm.

Deniz ılık.

This beach is very long.

Bu kumsal çok uzun.

Let’s swim.

Hadi yüzelim.

Have your breakfast first. Then you can go to the water park.

Önce kahvaltını yap. Sonra su parkına gidebilirsin.

This bed is comfortable.

Bu yatak rahat.

Where is my (hat / towel / sunscreen)?

(Şapkam / Havlum / Güneş kremim) nerede?

It’s on the (table / chair).

(Masanın / Sandalyenin) üzerinde.

Is this your swimwear?

Bu senin mayon mu?

No, my swimwear is (pink / green / black).

Hayır, benim mayom (pembe / yeşil / siyah).

Where is the (washroom / kitchen)?

(Tuvalet / Mutfak) nerede?

Where is your hotel?

Oteliniz nerede?

Where is the (castle / church / mosque)?

(Kale / Kilise / Cami) nerede?

First go straight. Then turn left.

Önce düz gidin. Sonra sola dönün.

First turn right. Then cross the street.

Önce sağa dönün. Sonra caddeden karşıya geçin.

Where is the Currency Exchange Office?

Döviz Bürosu nerede?

I want to buy Turkish Liras.

Türk Lirası almak istiyorum.

Where is the cash machine?

Para çekme makinesi nerede?

I don’t want (it / this).

(Onu / Bunu) istemiyorum.

Have you got a (cheaper / higher quality / blue / red) one?

(Daha ucuz / Daha kaliteli / Mavi / Kırmızı) olanı var mı?

Have you got a (bigger / smaller / longer / shorter) one?

(Daha büyük / Daha küçük / Daha uzun / Daha kısa) olanı var mı?

How much does it cost?

Fiyatı ne kadar?

I want (it / this).

(Onu / Bunu) istiyorum.

Is this carpet for sale?

Bu halı satılık mı?

I want to buy this.

Bunu satın almak istiyorum.

I’m going to pay in (Turkish Liras / Sterling / Dollar).

(Türk Lirası / Sterlin / Dolar) ile ödeyeceğim.

Do you accept credit card?

Kredi kartı kabul ediyor musunuz?

I want to rent a car.

Bir araba kiralamak istiyorum.

In how many minutes can we reach to Alanya by bus?

Alanya’ya otobüsle kaç dakikada varırız?

It takes forty minutes.

Kırk dakika sürüyor.

Do you know a good restaurant in this district?

Bu bölgede iyi bir lokanta biliyor musunuz?

Would you bring me (a bottle of water / some more sugar)?

Bana (bir şişe su / biraz daha şeker) getirir misiniz?

Would you give me a (glass of tea / cup of Turkish coffee)?

Bir (bardak çay / fincan Türk kahvesi) verir misiniz?

I like my Turkish coffee without milk but with (a little / a lot of) sugar.

Türk kahvemi sütsüz ama (az / çok) şekerli severim.

Health to your hand.

Elinize sağlık (said to person who prepared the food, coffee etc).

Bon appétit.

Afiyet olsun. (Answer to Elinize sağlık).

Are you ready for (the boat trip / diving)?

(Tekne gezisi / Dalış) için hazır mısın?

Yes, I’m ready.

Evet hazırım.

Good luck.

İyi şanslar.

What time is it?

Saat kaç?

It’s (eight o’clock / half past four).

Saat (sekiz / dört buçuk).

It’s (quarter past three / quarter to seven).

Saat (üçü çeyrek geçiyor / yediye çeyrek var).

They (are reading / were reading) on the beach.

Kumsalda (okuyorlar / okuyorlardı).

Your mother (is swimming / was swimming) in the pool.

Annen havuzda (yüzüyor / yüzüyordu).

You should see the cave hotels in Cappadocia.

Kapadokya’daki mağara otelleri görmelisiniz.

My brother and sister flied in hot air balloons in Cappadocia.

Erkek kardeşim ve kız kardeşim Kapadokya’da sıcak hava balonlarında uçtular.

 

___________________________________________________________________________________________________________________________

Third Level (Üçüncü Seviye)

 

I came yesterday.

Dün geldim.

We came from (England / America / Germany).

(İngiltere’den / Amerika’dan / Almanya’dan) geldik.

I will go (tomorrow / one week later).

(Yarın / Bir hafta sonra) gideceğim.

Can you stay a little longer?

Biraz daha kalabilir misin?

When will I see you next?

Seni bir daha ne zaman göreceğim?

I don’t want to go. I want to stay with you.

Gitmek istemiyorum. Seninle kalmak istiyorum.

But I have to go.

Ama gitmek zorundayım.

I will come again to Turkey.

Türkiye’ye yine geleceğim.

You’re very (beautiful / handsome / tall / strong / intelligent).

Sen çok (güzelsin / yakışıklısın / uzunsun / güçlüsün / bilgilisin).

This music is very nice.

Bu müzik çok güzel.

Would you dance with me?

Benimle dans eder misin?

You’re dancing very well.

Çok iyi dans ediyorsun.

I love you.

Seni seviyorum.

I love you so much (my love / my life / my darling).

Seni çok seviyorum (aşkım / hayatım / sevgilim).

I will always love you.

Seni her zaman seveceğim.

Will you marry me?

Benimle evlenir misin?

Are you alone?

Yalnız mısın?

I have a (boyfriend / girlfriend).

Bir (erkek / kız) arkadaşım var.

Are you married?

Evli misin?

I’m engaged. / I’m married.

Nişanlıyım. / Evliyim.

Turkish (girls / women) are very beautiful.

Türk (kızları / kadınları) çok güzel.

Turkish (boys / men) are very handsome.

Türk erkekleri çok yakışıklı.

I missed you very much.

Seni çok özledim.

Have you ever been to Fethiye?

Fethiye’de hiç bulundun mu?

When will you go to İstanbul?

İstanbul’a ne zaman gideceksin?

We went to Marmaris last year and we’re going to Bodrum now.

Geçen yıl Marmaris’e gittik ve şimdi Bodrum’a gidiyoruz.

Why are you smiling?

Neden gülümsüyorsun?

Because I’m very happy here.

Çünkü burada çok mutluyum.

I want to learn how to belly dance.

Göbek dansının nasıl yapılacağını öğrenmek istiyorum.

I can belly dance.

Göbek dansı yapabilirim.

What kind of music do you like?

Ne tür müzik seversin?

I like Turkish pop music.

Türk pop müziğini seviyorum.

Where do you work?

Nerede çalışıyorsun?

I work in a (bank / hospital / state office).

Bir (bankada / hastanede / devlet dairesinde) çalışıyorum.

I’m a (student / teacher / doctor / police / official).

Öğrenciyim / Öğretmenim / Doktorum / Polisim / Memurum.

You eat cheese, olive and bread at breakfast.

Siz kahvaltıda peynir, zeytin ve ekmek yiyorsunuz.

Which one do you prefer at your breakfast: Orange juice or tea?

Kahvaltıda hangisini tercih edersin: Portakal suyu mu, çay mı?

I (generally / seldom) eat fish and salad at dinners.

(Genellikle / Nadiren) akşam yemeklerinde balık ve salata yerim.

 

___________________________________________________________________________________________________________________________

Fourth Level (Dördüncü Seviye)

 

I can speak Turkish better than you.

Senden daha iyi Türkçe konuşabilirim.

This beach is cleaned everyday.

Bu kumsal her gün temizlenir.

He said “I can ride a horse.”

“Ata binebilirim.” dedi.

She said “I can’t live without you.”

“Sensiz yaşayamam.” dedi.

He said that he could swim very well.

Çok iyi yüzebildiğini söyledi.

This pool will be heated in winter.

Bu havuz kışın ısıtılacak.

I can teach you English if you teach me Turkish.

Bana Türkçe öğretirsen sana İngilizce öğretebilirim.

They were singing Turkish songs while going to Pamukkale.

Pamukkale’ye giderken Türkçe şarkılar söylüyorlardı.

Is it true that a belly dancer will come to our hotel tonight?

Bu gece otelimize bir dansözün geleceği doğru mu?

More than 25 million tourists go to Turkey every year.

Her yıl Türkiye’ye 25 milyondan daha fazla turist gitmektedir.

Turkey aims to be the 10th powerful country in the world.

Türkiye, dünyadaki onuncu güçlü ülke olmayı amaçlıyor.

Turkey has lower crime rates than many other countries.

Türkiye, birçok ülkeden daha az suç oranına sahiptir.

April 23, is celebrated as Children’s Day in Turkey every year.

23 Nisan, Türkiye’de her yıl Çocuk Günü olarak kutlanır.

You should visit Gallipoli in Çanakkale province with your friends.

Arkadaşlarınla Çanakkale ilindeki Gelibolu’yu ziyaret etmelisiniz.

My favorite holiday destination is Ölüdeniz district of Fethiye county of Muğla province of Turkey.

En sevdiğim tatil yeri Türkiye’nin Muğla ilinin Fethiye ilçesinin Ölüdeniz semtidir.

 

___________________________________________________________________________________________________________________________

Verbs & Conjugation: Some verbs video, some verbs and their negative forms video

 

to come

gel - mek

 

 

to hear

duy-mak

 

I came.

Ben geldim.

You came. (singular)

Sen geldin.

He/she came.

O geldi.

We came.

Biz geldik.

You came. (plural)

Siz geldiniz.

They came.

Onlar geldiler.

 

 

I heard.

Ben duydum.

You heard. (singular)

Sen duydun.

He/she heard.

O duydu.

We heard.

Biz duyduk.

You heard. (plural)

Siz duydunuz.

They heard.

Onlar duydular.

 

I am coming.

Ben geliyorum.

You are coming. (singular)

Sen geliyorsun.

He/she is coming.

O geliyor.

We are coming.

Biz geliyoruz.

You are coming. (plural)

Siz geliyorsunuz.

They are coming.

Onlar geliyorlar.

 

 

I am hearing.

Ben duyuyorum.

You are hearing. (singular)

Sen duyuyorsun.

He/she is hearing.

O duyuyor.

We are hearing.

Biz duyuyoruz.

You are hearing. (plural)

Siz duyuyorsunuz.

They are hearing.

Onlar duyuyorlar.

 

I will come.

Ben geleceğim.

You will come. (singular)

Sen geleceksin.

He/she will come.

O gelecek.

We will come.

Biz geleceğiz.

You will come. (plural)

Siz geleceksiniz.

They will come.

Onlar gelecekler.

 

 

I will hear.

Ben duyacağım.

You will hear. (singular)

Sen duyacaksın.

He/she will hear.

O duyacak.

We will hear.

Biz duyacağız.

You will hear. (plural)

Siz duyacaksınız.

They will hear.

Onlar duyacaklar.

 

___________________________________________________________________________________________________________________________

You may also give the same meaning without using the pronoun because the verb always has a pronoun suffix in it:

 

gel - di - m   (I came)

gel - iyor - um  (I am coming)

gel - eceğ - im  (I will come)

 

The first part is the root of verb, the second part is the addition of tense and the third part is the suffix of pronoun.

 

Some conjugation examples: istemek (to want) video, gitmek (to go) video, yapmak (to do) video, bakmak (to look) video, konuşmak (to talk) video, koşmak (to run) video, öğretmek (to teach) video, öğrenmek (to learn) video, üzülmek (to feel sad) video, (suffixes for tenses) video

___________________________________________________________________________________________________________________________

 

Miscellaneous:

Some question words video, some adjectives video, some adverbs video, video, some suffixes video, video

Some sentences video, video, video, video

Some dialogues video, video, video, video, video, video

___________________________________________________________________________________________________________________________

This page will be developed soon. Please use site map to reach other pages.

___________________________________________________________________________________________________________________________

Powered by Create your own unique website with customizable templates.